[ad_1]

Cumhuriyet Halk Partisi’nde 12 yıl Tekirdağ Milletvekilliği, 3 dönem de Parti Meclisi üyeliği yapan, 31 Mart 2024’te yapılacak olan yerel seçimler için Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adaylığını açıklayan Candan Yüceer, Marmara Haber, Çerkezköy Haber, Radyo Haber ve Trakya FM ortak yayınında, Günden Özel programında Gazeteci Şaban Kardeş’in konuğu oldu. 

 

2 dönem ön seçimle, 1 dönemde de merkez yoklamasıyla milletvekili aday adayı olduğunu ve milletvekili olarak görev yaptığı süreçte hep sahada olduğunu belirten Candan Yüceer, “Sahalar önemli. Sahalardan kopmamak lazım. Çünkü siyaseti halk için yapıyoruz, vatandaşımız için yapıyoruz. Amacımız milletvekilliği değil sadece, hizmet edebilmek, sorunları çözebilmek, halkın sesi olabilmek. Parlamentoda ben 3 dönem milletin vekili olarak, Tekirdağlı hemşehrilerimizin, seçmenlerimizin, bize oy veren vermeyen herkesin sesi olmaya çalıştık. Sorunları, sıkıntıları dile getirdik, çözüm yollarını aradık. Siyaset hiçbir zaman sahadan, halktan kopmamayı gerektiriyor. Ben de siyasetimde her zaman yüzümü hemşehrilerime, halkıma döndüm. Gücümü belki ondan aldım. Bugün de onun verdiği güç, cesaret ve destekle Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı oldum. Umarım çıktığımız bu yolda Allah bana nasip ederse de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak kıymetli hemşehrilerime hizmet etme şerefine, onuruna erişebilirim” dedi. 

 

“BU TALEBİ GÖRMEZDEN, DUYMAZDAN GELEMEZDİM”

 

CHP’deki değişimle ilgili de konuşan Yüceer, Gazeteci Şaban Kardeş’in “CHP’de değişim gerekiyor muydu?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Sonuç alındığına göre gerekiyordu. Bir genel seçim yaşadık. Hepimiz anlamında kaybetmek çok ağır geldi. Hem seçmenimize, bize oy veren, gönül veren, bizden umutlanan seçmenlere. Büyük bir ittifak yaptık bu süreçte. “Tek hedef kazanmaktı. Dolayısıyla bu süreçte beklenti çok yüksekti. Kaybedince de bir o kadar hayal kırıklığı büyük oldu. Ondan sonraki süreçte toplumun bir değişim talebi vardı. Seçimden sonra insanlar hakiki bir özeleştiri bekledi, siyasi sorumluluk bekledi bizden. Haklılar da. Toplum ‘değişmezseniz bize gelmeyin artık’ diyerek bizi karşılamaya başladı. Ben de bu sese bulak verdim. Bugüne kadar dediğim gibi ben hep yüzümü seçmene, partililerimize, hemşehrilerime döndüm. Onların bu talebini duymazdan, görmezden gelemezdim. Bunu bir avantaj ya da dezavantaj olarak görmüyorum. Ondan önce aday adaylığı düşüncem zaten belirgindi. Kurultaydan önce de aday adaylığımı açıklamayı düşünmüştüm ama kurultay süreci vardı, kurultay arifesinde böyle bir şey belki çok bireysel kalabilirdi. Dolayısıyla açıklamamı kurultay sonrasına erteledim. Avantaj olan şudur, gücünüzü tabanınıza dönmektir. Her zaman birlikte siyaset yapmaktır, ortak akla kıymet vermektir. Seçildikten sonra ‘ben yaptık oldu’ dememektir. Seçildikten sonra ‘sen kimsin’ dememektir. Hep aynı kalarak, hep aynı mütevazilikle, aynı çalışma azmiyle, hep aynı mücadeleyi sürdürebilmektir. Bu konuda ben sürdürebildiğimi düşünüyorum”

 

“GÜZEL, SAĞLAM TEMELLER ATTI”

 

Candan Yüceer “Tekirdağ’da değişim gerekli mi?” sorusuna da cevap vererek “Kurucu belediye başkanımız olarak Kadir Albayrak güzel hizmetlerde bulundu, sağlam, güzel temeller attı. Ama bu bir bayrak ve hizmet yarışı. Bizim şu anki iddiamız, çıkışımız tamamen bununla alakalı. Onun bıraktığı yerden, onun ördüğü duvarı daha yükseğe örmeye devam etme yarışı. Takdir öncelikle seçmenlerimizin, parti örgütümüzün ve genel merkezimizin. Ama parti içindeki görev değişiklikleri olmalı. Ben bu niyetle de milletvekili adayı olmadım. 3 dönem kuralını kendi kendime uyguladım. Aynı görevi tekrar tekrar aynı kişinin yapmasını siyasette doğru bulmuyorum. Siyaset çok büyük bir deneyim, çok büyük bir okul. Ben 12 yıl milletvekilliği yaptım. Öncesinde partinin içerisindeydim, ilçe yöneticiliği yaptım. Bu partinin neferi oldum, sivil toplum kuruluşlarında vatan ve millet için elimizden geldiğince sorunları, sıkıntıları dile getirip çözüm üretmeye çalıştık. Farklı görevler şeklinde bu mücadele devam ediyor. Siyaset bir denetim. Siyasetin bir okulu yok. Dolayısıyla deneyim, birikim çok önemli. Bizim de bunu gençlere öğretmemiz lazım, onlara ablalık yapmamız lazım. Daha farklı alanlarda bu heyecanı, bu mücadeleyi çoğaltmamız lazım” dedi. 

 

12-0 HEDEFİYLE OMUZ OMUZA MÜCADELE EDECEĞİZ”

 

Yüceer, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olursa 11 ilçenin belediye başkan adayıyla uyum içinde, kardeşlik hukuku çerçevesinde 12-0 yapma hedefiyle omuz omuza mücadele edeceğini dile getirdi. 

 

“BİZE KARŞI ÜVEY EVLAT MUAMELESİ VAR”

 

Her ilçenin sıkıntılarını, sorunlarını çok iyi bildiğini söyleyen Yüceer, “Tekirdağ dışarıdan baktığımızda sanki Avrupa şehri, sorunsuz bir şehir, ekonomik olarak gücü olan bir şehir olarak görülmekle beraber Tekirdağ her yıl bir Şarköy nüfusu kadar göç alan bir il. Bu, bu kadar da sorun demek. Bu ile özel olarak bir yaklaşım gerekiyor, özel bir ilgili gerekiyor demek. Ama Tekirdağ vergisini öderken, vatandaşımız alın teri dökerken, emek verirken, ülke ekonomisine kat değer sağlarken, ilk 5’te, ilk 10’da yer alırken, kamu hizmeti noktasında son 10’da. Nüfusu bizim yarımız kadar olmayan, bizim kadar göç almayan, bizim kadar derin sorunları olmayan, vergi noktasında bizim kadar katkı sunmayan iller bizden 8-10 kat yatırım alıyor. Bize karşı maalesef merkezi idarenin üvey evlat muamelesi var. Bu gelmeyen hizmeti kim yapacak? O zaman büyükşehir yapacak. Eksik kalan yatırımlar var çünkü. Hiçbir bahaneye sığınmadan, vatandaşa hissettirmeden hizmet yapmanız lazım” diye konuştu. 

 

“İDEOLOJİK BİR BELEDİYECİLİK ANLAYIŞIMIZ YOK”

 

Yüceer, “31 Mart’ta siyaset bitiyor hepimiz için. İdeolojik bir belediyecilik anlayışımız yok. İnsan odaklı, hizmet odaklı, 11 ilçeyi birbirinden ayırt etmeden hizmet üretmek zorundayız. Bu noktada özeleştiri yapmamız lazım. Bize karşı yapılan büyük bir haksızlık var, Tekirdağlı hemşehrilerime karşı yapılan bir haksızlık var. Ve biz bunu gideremedik. Arzu ettiğimiz kadar, ihtiyacımız olduğu kadar kamu yatırımı getiremedik. Demek ki bizlerin bir özeleştiri yapıp birlik beraberlik içinde mücadele vermemiz lazım. Kalan eksik hizmetleri de birilerinin yapması lazım. Bu bizim Büyükşehir Belediyemize düşüyor, ilçe belediyelerimize düşüyor. Birlik beraberlik içinde, uyum içinde çalışmak gerekiyor. Bu anlamda en çok olması gereken şey büyük bir planlama. Çünkü kaynağınız o kadar yeterli değil, aldığınız kaynak o kadar yüksek değil. Yüksek meblağlar gibi gözüküyor ama Tekirdağ için çok az” ifadelerini kullandı.  

 

“TEKİRDAĞ’IN EN BÜYÜK SORUNU SU SORUNU”

 

Tekirdağ’da suyun en büyük problem olduğunu dile getiren Yüceer, “İlk çözmemiz gereken şey Tekirdağ’ın su sorunu. Tekirdağ aslında su fakiri bir il, yeraltı suyunu kullanan bir il. Suyun yüzde 84’ünü yeraltı suyundan kullanıyoruz. Su seviyesi giderek derinleşiyor. Derinleştikçe elektrik maliyeti artıyor. Tekirdağ’da bir tarafta sanayi emeği var, bir tarafta da tarım emeği var. Her iki taraf da çok acımasız bir şekilde su tüketiyor. Ergene kirliliğimiz var. Göç hızımız çok yüksek. Her yıl bir ilçemiz kadar nüfus geliyor. Istrancalardaki su kaynaklarımız kum ocakları, taş ocakları ile kuruyor. Bunlara önlem almak lazım. Ayrıca yerüstü suyuna ihtiyacımız var. Yeraltı suyunu çıkarmak oldukça maliyetli. Bizim Tekirdağ’daki göç hızını önümüze koyarak, sanayisini, tarımını önümüze koyarak, yaşanan sorunları önümüze koyarak 10 yıl sonra daha büyük su sorunu yaşamamak istiyorsak acilen bunu merkezi idareyle birlikte barajlar yoluyla bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Su sorununu, Büyükşehir Belediyesi’nin önünde çözmesi gereken en büyük sorun olarak görüyorum” dedi.

 

“TEKİRDAĞ’IN GURURU”

 

Hem sanayinin hem tarımın Tekirdağ’ın gururu olduğunu söyleyen Yüceer, “Tekirdağ çok kültürlü bir şehir. Bu bizim gücümüz. Ekonomimizin hem tarıma dayalı olması, hem sanayiye, hem turizme dayalı olması, hem üniversitemizin olması, bir yandan da tarihi kültürel miraslarımızla Tekirdağ’ın bir cazibe merkezi olması, lojistik merkez üssü olması bizim gücümüz, gururumuz. Biz bunları layıkıyla yaparsak, her türlü önlemimizi alırsak, her türlü desteği sunarsak bu Tekirdağ’ımıza güç katar” ifadelerini kullandı.

 

“HER İLÇENİN KENDİNE ÖZEL SORUNLARI VAR”

 

Tekirdağ’da her ilçenin kendine özel sorunlarının olduğunu kaydeden Candan Yüceer, “Çerkezköy, Çorlu, Ergene, Kapaklı, özellikle bu civarlar sanayinin olduğu yerler, hızlı göç alan, hızlı büyüyen ilçelerimiz. Bununla beraber okul, istihdam, yol, altyapı, kentleşme, ulaşım sorunları oluyor. Diğer taraflar daha tarıma dayalı. Oralarda da en büyük sıkıntı okulların kapatılması, tarımın hak ettiği yerde olmaması sebebiyle genç nüfusun özellikle sanayilerin olduğu ilçelere kaymasının sıkıntıları, sorunları var. Hayrabolu’ya gittiğimizde oranın göç vermemesi için alınacak önlemler var, buralarda da gelen hızlı göçü tolere etmemiz gereken önlemler var. İlçeleri çok iyi tanımak lazım. Özellikle yerel yönetimlerde belediyecilik, sosyal belediyecilikte ortak akla, istişareye, bu işin muhataplarıyla, uzmanlarıyla, orada yaşayan insanlarla oturup konuşmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Şeffaf belediyecilik, ortak akıl, birlikte yönetme söylemlerinin ete kemiğe bürünmesi gerektiğine inanıyorum. Vatandaş ihtiyacını o kadar güzel dile getiriyor ki, o kadar açık ve net dile getiriyor ki, ona rağmen ‘ben yaptım oldu’, ‘benim bürokratım böyle çalıştı’ demeden, bunun kompleksine girmeden oradaki insanlarla ortak karar kılıp konuşarak, tartışarak olurluluğuna bakmanın ben hem daha hızlı hem de daha etkin, daha güçlü hizmet edileceğini düşünüyorum” dedi. 

 

“ERKEK EGEMEN BİR SİYASET VAR”

 

Siyaset yaparken hiç kadın-erkek diye ayırmadığını söyleyen Yüceer, “Ama bir Türkiye gerçeği var. Siyasette kadının adı yok. Kadınlar toplumun yarısını oluşturuyor. Çalışanların yarısı kadın ama iş karar organlarına gelince, iş seçimle gelinen yerlere gelince bir bakıyorsunuz bir tane var ya da yok. Kendi mücadelemi, kendi siyasetimi önemsiyorum. Bir eksik temsilin giderilmesi noktasında, temsilde adaletin sağlanması noktasında, demokrasinin gerçek anlamıyla sağlanması noktasında önemli bir eksikliği de giderdiğimi düşünüyorum. Onun ötesi de var. ‘Birçok kadın ‘Candan Yüceer yapıyorsa ben de yaparım’ diye düşünüyor. Bu anlamda da iyi bir rol model olmak, bu işi layıkıyla yapabilmek, başarılı olmak önemli. Çok erkek egemen bir siyaset var. Biz kadınların sorumluluğu çok. Kadınların bir gücü var. Tekirdağ benim evim, yuvam, memleketim. Tekirdağ’ı, hemşehrilerimi çok seviyorum. Nasıl bir kız evlat annesine, babasına, yuvasına iyi bakıyorsa, Tekirdağlı hemşehrilerim emin olsun ki ben de Tekirdağ’a bir kız evladın, bir annenin, bir kadının hassasiyetiyle, sorumluluk duygusuyla yaklaşacağıma şüpheleri olmasın” diye konuştu.  

 

“EVİMİN, YUVAMIN HUKUKUNU KORUMAK İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİM”

 

 Memleketin sorunlarına hep hassas olduğunu dile getiren “Yüceer, “Hekimlik yaparken de aynıydı, siyaset yaparken de aynı. Ben milletvekili olmasan önce de aynı şekilde bulduğum her yerde haksızın karşısında durdum, haklının yanında oldum. Bu mücadelede hep beraberiz, her zaman yan yanayız. Sıfatlara, etiketlere hiç ihtiyacımız yok. Bu vatan bizim, Tekirdağ bizim evimiz. Bu coğrafyada yaşayan insanlar acılardan süzülüp gelmiş insanlar. Her şeye rağmen umudunu hep geleceğe yönelik tutmuş insanlar, neşeli insanlar. Çok umut veren bir şehir. Umarım Tekirdağ’ın bu yüzünü tüm Türkiye’ye daha fazla gösterebiliriz. Tekirdağlı hemşehrilerimi hak ettikleri güzel yaşama kavuşturmak adına, her anlamıyla bir marka kent yapma yolunda her zaman mücadele ettik. Etmeye devam edeceğim. Her zaman evimin, yuvamın hukukunu korumak için mücadele etmeye devam edeceğim” dedi.

 

“11 İLÇE DE BİZİM KIZANIMIZ”

 

Yüceer, “Tekirdağ önceden merkezin adıydı. Şimdi 11 ilçenin adı, Tekirdağ bizim adımız. Tekirdağ bizim evimiz, Tekirdağ bizim yuvamız. 11 ilçe de bizim için aynı. Hepsi bizim kızanımız, hepsi bizim yavrumuz. Ne Süleymanpaşa’nın hakkı Çerkezköy’e, ne Çerkezköy’ün hakkı Kapaklı’ya, Saray’a başka ilçeye geçsin isterim. Hak yenmesin, hak yedirilmesin” ifadelerini kullandı. 

 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU  

[ad_2]

Source link

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *