[ad_1]

 

TBMM Genel Kurulu’nda Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’a ilişkin konuşan CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, “Mekânsal planlama ve tasarım dikkate alınmalıdır. Şehirlere alternatif giriş yollarının açılması gerekmektedir. Yeşil gördüğümüz alanların askeriye ya da mezarlığa ait olduğunu bilirdik ancak şimdi sadece mezarlık alanları yeşil kaldı” dedi.

 

6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerin ardından çıkan büyük yıkım tablosunun, deprem tehdidi altında yaşayan kentlerde hızlı bir kentsel dönüşüm ihtiyacını ortaya çıkardığını kaydeden Milletvekili Yontar, “Kentlerimizin birçoğunda bulunan kaçak yapılaşma, niteliksiz yapı stoku depreme dayanıklı konut gerekliliği gibi etkenler kentsel dönüşüm fikrini ön plana çıkarmaktadır. Ülkemizde çarpık kentleşmeyi önlemek ve olası bir depremde hasar görebilecek binaların dayanıklılığını artırmak ülkemiz için âdeta millî güvenlik konusu hâline dönüşmüştür” dedi.

 

“HALKIN GÖRÜŞLERİ ALINMALI”

 

Milletvekili Yontar, “Peki, bu kentsel dönüşüm nasıl olmalıdır? Öncelikle sürdürülebilir olmalıdır; yeşil alanların korunması, enerji verimliliği, atık yönetimi ve ulaşım altyapısının çevre dostu olması gibi etkenler her kentsel dönüşüm projesinin temel direği gibi düşünülmelidir. 

Toplumsal katılım olmalıdır; kentsel dönüşüm projelerinde yerel halkın görüşlerinin alınması, ihtiyaçların dikkate alınması ve en önemlisi de karar mekanizmalarında süreçlere dâhil edilmesi bu projelerin sağlıklı olmasını sağlar. Ekonomik sürdürülebilirlik olmalıdır; yatırımcıların teşvik edilmesi, istihdam yaratılması ve bölgenin ekonomik canlanmasına katkıda bulunması önemlidir. 

Mekânsal planlama ve tasarım dikkate alınmalıdır; kent dokusuna zarar verilmeden projeler gerçekleştirilmeli, tarihî bölgeleri gölgede bırakacak yüksek binaların inşasına, dere yataklarına ve yakınlarına imara izin verilmemesine, trafik ve yol sorunlarının göz ardı edilmemesine azami şekilde dikkat edilmelidir. 

Şehirlere alternatif giriş yollarının açılması gerekmektedir. Yeşil gördüğümüz alanların askeriye ya da mezarlığa ait olduğunu bilirdik ancak şimdi sadece mezarlık alanları yeşil kaldı” dedi.

 

“HÜKÛMETİN BİR B PLANININ OLMADIĞINI GÖRDÜK”

 

Yasal bir çerçevenin çizilmesi ve iş birliği yapılmasının da oldukça önemli olduğunu vurgulayan Yontar, “Kentsel dönüşüm projeleri güçlü bir yasal çerçeve ve farklı paydaşlar arasında iş birliğini gerektirir. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör arasındaki iş birliği projelerin başarısını daha da arttırır. 

Son olarak, 6 Şubat depreminde görüldü ki kamu binaları, hastaneler, yollar yıkıldığı için çalışmalar durdu. Sayıştay raporlarında depremin hangi şiddette, hangi bölgede ve ne zaman olacağı tek tek yazılmasına rağmen, Hükûmetin bir B planının olmadığını gördük. 

99 depreminden sonra tüm özel şirketler afet durumunda ana merkezlerinde herhangi bir zarar olması durumuna karşın çalışmalarını sürdürebilecekleri başka illerde ofisler kurdular, bilgi işlem depoları açtılar. Yani bir çeşit yedekleme sistemi oluşturdular. 

Kamunun olası bir depremde mutlaka bir yedekleme sistemine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Acilen böyle bir yapı kurulmalı ve devletin işleri aksatılmamalıdır” ifadelerini kullandı.

 

“TEKİRDAĞ’DA BİR DEPREM YAŞANSA HALKIMIZ NEREDE TOPLANACAK?”

İktidar tarafından ülkemizde son yıllarda uygulamaya konulan imar affı düzenlemelerinin, kaçak yapılaşmanın önünü açtığını ve şehirlerin planlı gelişimine zarar verdiğini kaydeden Yontar, “Gelir elde etmek için imar affı, sadece mevcut yapı stokunu değil, aynı zamanda gelecekteki kentleşme sorunlarında beraberinde getirmektedir. 

Seçim bölgem olan Tekirdağ, Türkiye’nin deprem bakımından riskli bölgelerinden biridir. Şarköy, Mürefte ve Marmaraereğlisi birinci derece, Tekirdağ merkez ikinci derece, daha kuzeyde kalan bölgeler ve ilçeler üçüncü ve dördüncü derece deprem bölgeleridir. 

1912 yılında Şarköy ilçemizin Mürefte beldesinde 7,3 şiddetinde meydana gelen depremde Şarköy ve Mürefte tamamen yıkılmıştır. Bugün Tekirdağ’da bir deprem yaşansa halkımız nerede toplanacak? Toplanma alanlarının köyler olması konusu ciddi olarak düşünülmeli, her ilçenin şehir merkezine en yakın köyden mahalleye dönüştürülen bölgesi deprem toplanma alanı olarak hazırlanmalıdır” dedi.

 

“HAYIR OYU VERİYORUM”

 

Yontar, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Diyelim ki toplandılar, yardım nasıl ulaştırılacak? Tekirdağ’da yaşanacak olan bir deprem İstanbul’u etkilemeyecek mi? Şimdi, görüyorum otobanların yanında 30-40 katlı devasa binalar, bir deprem sonrasında söz konusu bu binalar otoyolların üzerine devrilse ulaşım nasıl sağlanacak, kurtarma ekipleri nasıl yardım ulaştıracak; bunlar hep soru işareti olarak aklımızdadır. 

AKP Hükûmeti Tekirdağ’la ilgili kentsel dönüşümde çalışmalar yaptı, okullarımızı yıktı ama yapmadı, yüksekokulları ve yurtlarını yıktı ama onları da yapmadı. Kız öğrencilerimizin kalabileceği yurtlar eksik fakat ne yaptı AKP Hükûmeti? Şehirdeki hapishaneleri büyüttü ve sayılarını çoğalttı, kentsel dönüşümü burada gerçekleştirdi. Bundan dolayı bu kanun teklifine “hayır” oyu veriyorum” 

Haber / Buse AKIN 
   
 

[ad_2]

Source link

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *