[ad_1]

 

Konferansta konuşan Trakya Tohumcular Derneği Başkanı İbrahim Toruk, “İklim değişikliğinin ve kuraklığının çok dikkate alınmamasını artık doğa kendisi bize gösteriyor. Kuraklığın nelere sebep olduğunu görüyoruz. İklim değişikliği insanlığın geleceğini, gıda güvenliğini tehdit etmeye başladı” dedi.

Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdür Vekili Ahmet Tokgöz, Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta, kuraklığın herkesin gündeminde olması gereken bir konu olduğunu söyledi.

“SORUN HALİNE GELDİ” 

Tekirdağ’ın ülkeye önemli tarım ürünleri yetiştiren bir kent olduğunu aktaran Tokgöz, “Tekirdağ’da sulama alanları oldukça düşük. Ürünlerimizin yüzde 95’i sulama yapılmadan kuraklığa, susuzluğa ve iklim değişikliğine açık ürünler. Bu yıl maalesef ilimizde kuraklıktan dolayı zararlar oldu. Ayçiçek üretiminde yüzde 40’a yakın verim kaybı oldu. Kuraklık bizim için gelecekte değil şimdi yaşanılan bir sorun haline geldi” dedi.

“SU TÜKETİMİNİ AZALTAN BİTKİLER YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”

 

Tokgöz, suyun öneminin her geçen gün daha da arttığını, gelecek yıllarda susuzluktan daha az etkilenmek için tasarruf edilmesi gerektiğini belirtti. Tarımda iklim değişikliğine göre yeni çeşitler tercih edilmesinin faydalı olabileceğini vurgulayan Tokgöz, şöyle devam etti: “Kurum olarak çiftçilerimizin yeni sisteme ayak uydurması için çalışmalar yapıyoruz. 

Bunun için su tüketimini azaltan bitkiler yetiştirmek zorundayız. Bunu üniversitelerimiz, araştırma enstitülerimiz ve tohumcularımız buna adapte olmak zorundayız. Kurum olarak su tüketiminin azaltılması için ve çiftçilerimiz adapte olabilmesi için silajlık mısır yerine 3 bin dekarda sorgum projesi yaptık. 

Çeltik alanlarına damla sula sistemi kurmaya çalışıyoruz. Bu yeterli değil belki ama farkında olmamız gerekiyor. Çiftçilerimiz bu yıl yaşanan kuraklıkla farkında olmaya başladılar” ifadelerini kullandı. 

“SERTİFİKALI TOHUM ÜRETİMİMİZ SÜRÜYOR”

 

Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin de konferansın gelecek yıllarda alınacak önlemler noktasında faydalı olacağını aktardı. Ziraat Fakültesi’nin bölgedeki üreticilere katkı sunmaya devam ettiğini dile getiren Şahin, “Ziraat fakültemizin geliştirdiği 15 tarım ürünü çeşidimiz var. 

Yerli çeşit geliştirilmesiyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Sertifikalı tohum üretimimiz sürüyor. Yaşanan kuraklığın ıslah çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu bizlere gösteriyor. Savaşlar sonrası ülkelerin kendi kendilerine yetmesinin ne kadar önemli olduğunu gördük” dedi.

“ORTAK ÇALIŞMALAR YÜRÜTMEYE DEVAM EDİYORUZ”

 

Kuraklığın, herkesin meselesi haline geldiğini dile getiren Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin de “Bu sene tarımda, barajlarda kuraklık çok fazla hissedildi. Tekirdağ’da, Trakya’da suyun verimli kullanılması için kuruluşlarla gerekli toplantılar yapıyoruz. Sadece tarımda değil, sanayide de su ihtiyacı olduğu için onlarla da görüşüyoruz. 

Su kullanımı konusunda herkesin duyarlı olması gerekiyor. Bugün yaşadığımız sorunların daha büyüğünü gelecek yıllarda yaşayacağımız söyleniyor. Biz de bu sorunlara çözüm noktasında kurumlarla ortak çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz” diye konuştu. 

Trakya Tohumcular Derneği Başkanı İbrahim Toruk ise iklim değişikliğinin dünyanın her bölgesini etkilediğini hatırlattı.
Kuraklığın olası etkilerinin geçmiş yıllarda konuşulduğunu, artık herkesin bunu yaşayarak görmeye başladığını belirten Toruk, “İklim değişikliğinin ve kuraklığının çok dikkate alınmamasını artık doğa kendisi bize gösteriyor. Kuraklığın nelere sebep olduğunu görüyoruz. Bunu ülke ve dünya olarak yaşıyoruz. 

İklim değişikliği insanlığın geleceğini, gıda güvenliğini tehdit etmeye başladı” değerlendirmesinde bulundu. 

“DURUM İÇ AÇICI DEĞİL” 

 

‘Tarımı Tehdit Eden Tehlike: Kuraklık’ konferansında, suyun canlılar için büyük önemde olduğunu söyleyen Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Konukcu da Dünyada 8 milyar insan yenilenebilir su kaynaklarının yüzde 60’ını kullanıyor. 

1,1 milyar insan yeterli su bulamıyor. 2,5 milyar insan sağlıklı suya ulaşamıyor. 300-500 milyon tondan fazla ağır metal yine ana su kaynaklarına deşarj ediliyor. Çok sayıda balık, kuş ve memeli nesli kayboldu. Yarım asırda 36 gölümüz kurudu, 14 gölümüz kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye’de her 5-6 yılda bir kurak iklimi yaşıyoruz. 

10-12 yılda da şiddetli kuraklık yaşıyoruz. Toplam 23 milyon hektar tarım arazimizin yüzde 72’si yağışlara bağlı. Arazilerden sadece yüzde 28’ini sulayabiliyoruz. 2000 yılında büyük bir ekonomik kriz oldu. Bu ekonomik kriz neticesinde tarımsal üretimimiz yüzde 8 civarında küçüldü. 2007 yılında da bir kuraklık oldu. 

Yine tarım yüzde 8’e yakın küçüldü. Demek ki Türkiye’de kuraklık, tarımsal üretimi büyük ekonomik krizler kadar etkileyen bir yapıya sahip. Durum iç açıcı değil” dedi. 

“KAR YAĞIŞLARI AZALACAK” 

Konukcu, bilim insanlarının su kaynaklarını besleyen kar yağışlarının azalacağı yönünde öngörüleri olduğuna da dikkati çekti. Karın Türkiye için çok önemli bir yağış türü olduğunu vurgulayan Konukcu, “Anadolu’yu düşündüğümüz zaman su kaynaklarımızın büyük bir çoğunluğu nehirlerde. 

Dağlardaki karların bahar ve kış aylarında erimesiyle barajlarımızı dolduruyoruz ve yağış olmadığı dönemlerdeki kuraklığa karşı koyabiliyoruz. Kar yağışının azalması ve ilkbaharda erken sıcaklık artışı nedeniyle eriyip, hızlı gelen kar sularının barajlarda hızlı depo edilememesi taşkınlara ve yaz aylarında kuraklık yaşanmasına neden olabiliyor” ifadelerini kullandı. Konferans, akademisyenlerin sunumlarıyla devam ediyor.

AA
 

[ad_2]

Source link

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *