[ad_1]
Hayri Varol’un başkanlığında kurulan, Yürütme Kurulu’nda; Funda Serfiçe, Nilgün Zaimoğlu, Fahrettin Masum Budak, Yasemen Altay Görür ve Muharrem Kalkan’ın yer aldığı Çerkezköy Yazarlar Birliği, cumartesi günü saat 13.00’de Çerkezköy Belediyesi Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen etkinlikte kitapseverlerle bir araya geldi.
“HEPİMİZ BU ŞEHRİN BİRER TAŞIYIZ”
Saygı Duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, Çerkezköy Yazarlar Birliği Başkanı Hayri Varol’un konuşmasıyla devam etti. Varol, “Biz Çerkezköy’e 1993 yılında geldiğimizde, küçük bir belediye binası vardı. Yer topraktı, toz kalkardı, çamur olurdu. İşçi servisleri bizi şu anki meydanın köşesinden alır, akşamları geri getirirdi. ‘Ayçiçeği Tarlalarına Beton Dökülürken’ isimli kitabıma şöyle başlamıştım: ‘Toz kalkardı yollarından hafif bir yel esse Çerkezköy’ün’ İşte biz Çerkezköy’ü o zamanlardan bugüne her beraber her birimiz bir taş, tuğla koyarak getirdik.
Bu şehre benim gibi 30 yıl önce gelen de benden sonra gelen de benden önce gelen aynı şekilde bu şehrin büyümesine, gelişmesine katkı gösterdi. Hepimiz bu şehrin birer taşıyız. Ancak bu şehrin bir de temeli var ki onlar da bu şehrin emekçileri ve işçileridir. Onlardan sonra biz geliyoruz. Şunu söylemek istiyorum, binalar yaptık, insan sayısı çoğaldı ama bir şehrin gerçek bir şehir olabilmesi için o şehrin bir de edebiyatı ve o bölgeye özgü sanatı olması gerekiyor. Bunlar tamamlanmadığı sürece o şehir kimliğini tamamlamış sayılamaz” ifadelerini kullandı.
“İLK PROGRAMIMIZDA SİZLERLEYİZ”
Toplam 15 kişi, Çerkezköy Yazarlar Birliği’ni oluşturduklarını kaydeden Varol, “Biz edebiyatı, sanatı geliştirmek, çoğaltmak ve gençlere de özendirmek istiyoruz. ‘Emeğin Kenti’ diye adlandırdığımız kentimizi aynı zamanda sanatın ve edebiyatın da merkezi yapmak üzere yola çıktık. Bugün de ilk programımızla sizlerleyiz. Burada olduğunuz ve bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum. Bugün aynı zamanda benim yazarlığa başlayışımın 4. yılı. Çok mutlu ve gururluyum” dedi.
“HER ÇOCUK HER KİTABI SEVMEZ”
Daha sonra yazar Yasemen Altay Görür, ‘Çocuklarda Hayal Dünyası ve Yaratıcı Yazarlık’ konusu hakkında konuşma yaptı. Görür, “Ebeveynler, kitap okuma konusunda çocuklarına rol model olmalı. Çocuklarımızla birlikte onlara ortam sağlayarak, okudukları her kitaba dahil olmamız lazım. Her çocuk her kitabı sevmez, her kitabı sunamayız. Çocuklarımızın ne istediğine kulak vermeliyiz. Kitap okurken çocuklarımızda en çok dikkat etmemiz gereken husus ne biliyor musunuz? Kitapları okuduktan sonra çocuklara onu en etkileyen karakterin hangisi olduğunu sormalıyız. Güçlü karakterle mi, kendini ifade edemeyen bir karakterle mi özdeşim kuruyor buna dikkat etmeliyiz. Bu sorunun cevabı ile çocuklarımızda karakter analizi yapmış oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“BİZİ OKUMAK KURTARIR”
Çocuklara okuma becerisinin yanında yazma beceri kazandırmak gerektiğini de ifade eden Görür, “Yazmak, kendini ifade etmek için en güzel deşarj olma alanı. Yazmak da çok önemli. Ben kitaplarımın özgeçmiş kısmında özellikle şunu vurgularım; gülmek için okuyun ama güzel konuşmak için de bol bol okuyun. Günümüzde en büyük problemimiz çocukların kendini ifade etme becerisine sahip olmaması. En büyük sıkıntımız. Bu bireyler toplumda zorluk yaşıyor. Bunu aşmak için bol bol okumak lazım. Her şeye fırsat bulabiliyoruz ama söz konusu kitap olduğunda fırsat yaratamıyoruz. Kitabın yerini başka bir şeyle dolduruyoruz. Ama unutmamak lazım ki bizi okumak kurtarır” dedi.
“ŞEHİR EDEBİYATA DEĞMELİ, EDEBİYAT DA ŞEHRE”
Görür’ün ardından yazar Meral Çetin, ‘Güneşin Işığı Ayın Büyüsü’ isimli kitabından birkaç şiirini okudu. Daha sonra Funda Serfiçe, ‘Edebiyat ve Şehirler, Edebiyatın Şehirlerin Gelişimine Katkısı’ üzerine konuşma yaptı. Serfiçe, “Edebi eser okuyanı etkilemelidir, anlamı güzel, düşüncesi sağlam olmalıdır. Konusu ait olduğu toplumun ve yazıldığı dönemin özelliklerini yansıtmalıdır. Her eser zamanın süzgecinden geçtikten sonra toplumca anlaşılıp, beğenilmelidir.
Duygu ve düşünceler belli bir edebi türe uygun olarak anlatılmalıdır” ifadelerini kullandı. “Şehir edebiyata değmeli, edebiyat da şehre” diyen Serfiçe, “Bir şehir rengi, kokusu, tınısı ve ruhu ile var olacaktır. Elbette bu ruhu işleyerek, bu manayı dile aktaracak, şehri konuşturacak, şiire, öyküye, romana ve denemeye aktaracak edebiyatçıları ile var olacaktır. Sokağı, meydanı, mahallesi ve pazarı ile şehrin kalbi olan mekanların, dili ve dilin ortaya konulması ile şehir ayağa kaldırılacaktır. Dile gelmeli şehir, edebiyatla buluşmalı. Edebiyatı, anlatısı, bir hikayesi olmalı. Bir şehir hikayeleri ile vardır madem hikayeler ile hikayelere yelken açmalı” dedi.
“GELECEK SEÇİMLERİN DEĞİL GELECEK NESİLLERİN HESABINI YAPMALIYIZ”
Programda konuşan gazeteci Şaban Kardeş de kitap okumanın önemine değindi. Kardeş, “Ülkemde, ilimde, ilçemde gördüğüm her türlü yanlışı yazmaya çalışıyorum ama her şeyde merkeze insanı koyuyorum. Akıl ve gönül pergelimi insana göre açıyorum. Rengine, diline, dinine bakmaksızın. Bu ülkede yaşayan herkes bu ülkenin değeri. Çerkezköy bizim doğduğumuz yer olmayabilir ama Çerkezköy bizim doyduğumuz yer. Vatanımızın en güzide yerlerinden biri. Biz Çerkezköy’ün değeriyiz, biz bu ülkenin değeriyiz. Tüm yazar arkadaşlara bundan sonraki yazacakları kitaplar için teşekkür ediyorum. Bugünlerde gelecek seçimlerin hesabını yapanlar çok var.
Gelecek seçimlerin değil gelecek nesillerin hesabını yapmalıyız” dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği Çerkezköy Şube Başkanı Dündar Orhan da bu tarz etkinliklerin çok önemli ve kıymetli olduğunu ifade ederek, “Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Yazar ve şairlerimiz bizim için çok önemli. Umarım daha nice etkinlikte bir araya geliriz” ifadelerini kullandı.
KİTAPLARINI İMZALADILAR
KAGEDER Dernek Başkanı Zeynep Bozkurt’un yazarlara çiçek takdim etmesinin ardından Hayri Varol, Yasemen Altay Görür, Funda Serfiçe, Meral Çetin, Kalbiye Marangoz, Fahrettin Masum Budak, Muharrem Kalkan ve Nilgün Zaimoğlu, kitaplarını okurları için imzaladı. İmza etkinliğinin ardından program sona erdi.
Haber / Buse AKIN
[ad_2]
Source link