[ad_1]

Kapaklı 3. Kitap Fuarı; yazar, şair ve konuşmacıları söyleşi ve imza günlerinde kitapseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Fuar kapsamında bugün saat 14.00’da Kapaklı Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşi etkinliğinde okurlarıyla bir araya gelen Hatice Kübra Tongar, keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. 

 

 

 

 

 

“ÖĞRENDİĞİN ŞEYİ HAYATINA GEÇİRMİYORSAN ÖĞRENME DAHA İYİ”

 

‘Bağırmayan Anneler’, ‘Bağırmayan Çocuklar’, ‘Çeyiz’, ‘Bağlanma Günlüğü’, ‘Herkes O’nu (s.a.v) Anlatıyor’, ‘Çocuklarımızla İtişmeyelim İletişelim’, ‘Başımın Üstünde Yerin Var’ ve birçok kitabın yazarı Hatice Kübra Tongar, “En önemlisi nedir biliyor musunuz? İlmiyle amil olmak diye bir şey var. Öğrendiğin şeyi hayatına geçirmiyorsan öğrenme daha iyi. Bu bilimsel araştırmalarla bugün bize gösterilen bir şey. Beyin, eğer öğrendiği şeyleri hayata geçiriyorsa o zaman yeni bağlantılar kuruyor ve hayatınız değişmeye başlıyor. Fakat öğrendiğimiz şeyleri uygulamıyorsak, beyinde ciddi bir yük oluşuyor. Bilgi almak fakat hayata geçirmek için aksiyona geçmemek insana kendisini yetersiz hissettiriyor. Bir bilgiyi hayatınıza geçirmeye, değişime canı gönülden niyetiniz yoksa o bilgiyi almayın daha iyi. Bunu çok büyük bir samimiyetle söylüyorum. ‘Ya rabbim bir tane ömrüm var, ne kadar bilmiyorum. Geldik gidiyoruz ama ben geldiğim gibi gitmek istemiyorum. Değişmek istiyorum. Yaratıldığım versiyonun en iyi hali ne ise o hale gelmeye niyet ediyorum’ dediğiniz zaman zihnimizde yepyeni yollar açılıyor ve hayatımız gerçek anlamıyla değişmiş oluyor. Rabbim bu gücü, gayreti inşallah hepimize nasip etsin” ifadelerini kullandı. 

 

 

 

 

“OLAYLAR DEĞİL OLAYLARA YÜKLEDİĞİMİZ ANLAM BİZİ ÜZER”

 

Çocuk eğitiminin pek çok versiyonunun konuşulduğunu kaydeden Tongar, “Ben bakış açısı kısmını konuşmayı seviyorum. Psikoloji bilimi bize; ‘Hayatında başına gelen olaylar değildir seni üzen, senin o olaylara yüklediğin anlam seni üzer’ der. Hayattaki en küçük olaydan en büyük olaya kadar böyledir. Olaylara nereden baktığın önemlidir. Şöyle bir örnek vermek istiyorum; İstanbul’un suyu çok azaldı. Yağmuru sevmeyen bir insan bile şu an yağmur yağdığında ‘elhamdülillah’ diyor. Çünkü suyumuz bitiyor. Yağmur aynı yağmur ama ihtiyacın varsa ‘rahmete’, ihtiyacın yoksa ‘zahmete’ dönüşüyor” dedi. 

 

 

 

 

“HAYATIMDA SURATIMA YEDİĞİM EN GÜZEL YUMRUKLARDAN BİRİ”

 

Hayatının belirli dönemlerinde ciddi psikolojik sıkıntılar yaşadığını kaydeden Tongar, “Bundan 17-18 yıl önce panikatak hastasıydım. Yaşayanlar nasıl kötü bir durum olduğunu bilir. Yaşamayanlar için şöyle tarif edeyim; kalp krizi geçirdiğinizi zannediyor, ‘ölüyorum’ diyorsunuz. Benim panikatak sürecim 2,5 yıl sürdü. Günde 12-13 atak geçiriyordum. Acillere taşındık, gitmediğimiz doktor kalmadı. İlk başladığı süreç büyük oğlumun doğumundan 2 ay sonraydı, lohusalıktan yeni çıkmıştım. Anneliğe adapte olmaya çalışıyordum. O zaman bu hastalığı neden yaşadığımı anlatacağım. Panikatak geçirdiğim süreçte bir gün arkadaşımla dışarıya çıktım. Döndüğümüzde sitenin kapısını açtık, tam içeri giriyorduk ki bir kadın arkadan seslendi ve: ‘Kusura bakmayın sizi durdurdum. Kartımı evde unutmuşum. Sizi görünce sevindim, ben de geçebilir miyim?’ diye sordu. Arkadaşım ‘tabi ki’ dedi ve kadın geçti. Arkadan ben geçtim. O hanımefendinin geçmesiyle arkadan benim geçtiğim o 20-30 saniyelik zamanda benim zihnimden; ‘insanlara bak ya nasıl kullanıyorlar başkalarını, ben düşünüyorum kartımı alıyorum o ise kartını unutup başkalarını kullanıyor’ şeklinde düşünceler geçti. Bir yandan da arkadaşıma kızdım, kapıyı açtığı için. Neyse biz geçtikten sonra arkadaşım bana dedi ki; ‘Hatice farkında mısın ne şahane bir Rabbimiz var bizim. Allah bize sevap yazmak için bu kadını gönderdi’ Bu benim hayatımda suratıma yediğim en güzel yumruklardan biri. O an afalladım. Benim aklımdan neler geçiyor, onun aklından neler geçiyor. Yaralı bir çocukluk geçirmiş insanların zihin yapılanmasıydı benim zihin yapılanmamda. Anladınız mı ben neden hastaymışım? Bir şiddet motifinin içerisinde büyüdüyseniz herkesi düşman olarak görüyorsunuz” ifadelerini kullandı. 

 

 

 

 

“BİZİM BEKLENTİMİZ ÇOK TUHAF BİR YERDE” 

 

Tongar, “Çocuklarımıza kızdığımız zaman kaşlarımızı çatmayalım. Sevgi dolu bir iletişim kuralım. Bizim toplumumuzda yapılan güzel bir araştırma var. Araştırmada; ‘İyi çocuk nasıl olur? İyi çocuk hangi özelliklere sahip olur?’ diye sorulmuş. Cevaplar şu şekilde; İyi çocuk ağlamaz, iyi çocuk kardeşini kıskanmaz, odasında yatar, saygılıdır, ödevini yapar. Bu özelliklere sahip bir çocuk tanıyor musunuz? Eğer tanıyorsanız bildiğim iyi bir terapist var. Yönlendirebilirim. Çocuk böyle bir şey değil. Hepimiz çocuk oldu, nasıl unutuyoruz. Küçük Prens kitabında çok güzel bir söz var, şöyle diyor: ‘Problem büyüyor olmamız değil, büyürken unuttuğumuz çocukluğumuz’ Bizim beklentimiz çok tuhaf bir yerde. Geçtiğimiz yıllarda; ‘Çocuklar bazı yerlere alınmasın. Çocuksuz lokantalar, oteller olsun’ gibi istekler olmuştu. Allah böyle şeyler göstermesin. Ben bundan korkuyorum” dedi. 

 

“ÇOCUK DÜNYASI GÜZEL VE TEMİZ”

 

‘Çocuğu yetişkin dünyasına çekmeye çalışmak yerine çocuğun çocukluğuyla uyumlanın’ diyen Tongar, “Yetişkin dünyası suratı asık, ciddi bir dünya. Size anlatmak istediğim bir anım var. Pandemi sürecinin sonlarında bir gün bir seminere gittim konuşmacı olarak. Bizi karşılayan kişiler henüz yoktu. Kapıya doğru gittik, görevli kaba bir şekilde ‘şu taraftan, şu taraftan’ dedi. Ben de maskemi indirip, ‘ben konferansı verecek kişiyim, ben de mi o taraftan gireyim’ dedim ve görevlinin tavrı hemen değişti. Kibar bir şekilde özür diledi. Bana böyle kibar davranması için benim Hatice Hanım mı olmam gerekiyordu? Yetişkin dünyası bunu yapıyor. Çocuk ise unvanı, parayı, pulu umursamıyor. Çocuk dünyası güzel ve temiz” ifadelerini kullandı. 

 

“ÇOCUKLARA ÇOCUK OLMA PAYI AÇIN”

 

Çocuğa çocuk olma payı açmak diye bir şey olduğunu kaydeden Tongar, “Küçük çocuklara çocuk olma payı açmak ne demek? Mesela küçük çocuklar yemek yerken kalkar, geri gelir bir iki lokma alır yine gider. Benim 5 yaşındaki kızım öyle mesela. Ben ona kızıp, ‘otur, sofradan kalkılmaz’ dersem onun içindeki dürtüsüyle savaşmasına sebep olurum. Ben dominant bir kişiysem bu savaşı kazanırım ama onun kendi iç sesine duyduğu mekanizmayı bozarım” dedi. 

 

KİTAPLARINI İMZALADI 

 

‘Çocuk ve Aile’ konulu söyleşisinin ardından Kapaklı Belediye Başkan Yardımcıları Ayşe Gül Ölke ve Ruhi Özden, Tongar’a çiçek ve plaket takdim etti. Ünlü yazar Hatice Kübra Tongar, söyleşinin ardından kitaplarını okurları için imzaladı. 

 

Haber / Buse AKIN 

[ad_2]

Source link

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *