Maximum Uniq, Temmuz ayı itibariyle sanatçı Erdil Yaşaroğlu’nun üçü sınırlı süreli, ikisi kalıcı beş heykeline ev sahipliği yapıyor.Karikatürleri, çizgi romanları ve farklı boyutlarda ürettiği, çizgi dilini yansıtan heykelleri ile Erdil Yaşaroğlu Türkiye’nin en tanınmış görsel sanatçıları arasında yer alıyor. Katıldığı birçok heykel sergisinin ardından 2019 yılında açtığı ilk kişisel sergisi ‘Oyun’ ile hem eleştirmenler hem de izleyicilerden büyük beğeni alan sanatçı, ikinci solo sergisini Aralık 2024’te İstanbul’da gerçekleştirecek. Öncesinde, sanatçının Maximum Uniq için seçilen ve özel olarak üretilen; dev boyutları, sıra dışı konumlandırmaları ve mekana neşe katan formları ile sergilenen Nota Çocuklar, Büyük Parti, Hayalci, Sıkı Dostlar ve Totem heykelleri sanatseverlerin beğenisine sunuldu.2019 tarihli Sıkı Dostlar ve Hayalci heykelleri diğerlerinden farklı olarak konumlandıkları alanlarda sadece izleyici ile değil bulundukları mekanla da diyaloğa giriyor.Açık hava performans alanına doğru sallandırdığı dev boyutlu ayakları ile Hayalci, hem konumlandığı yapıyı hem de gökyüzünü kendi hikayesinin bir parçası haline getiriyor.  Benzer görünen ama aslında birbirinden tamamen farklı iki canlının, büyük bir goril ve üzerindeki maymunun dostluğunu, uyumunu ve neşesini anlatan Sıkı Dostlar konumuyla mekanı selamlarken aynı anda farklılıkların güzel olduğunu ve bize neler kazandırabileceğini hatırlatıyor.Hall fuaye alanında yer alan Totem ise; En basit konularda bile toplum tarafından önlerine inşa edilen engelleri her şeye rağmen aşmayı başaran güçlü ve yalnız kadınları tasvir ediyor.Erdil Yaşaroğlu bu proje ile ilgili: “Maximum Uniq’in çok tanımlı bir mekan olması, iş yerleri, performans sahneleri, yeme içme mekânları hatta üniversitenin varlığı burayı her yerden farklılaştırıyor. Burası insanlara kendi hikayelerini anlatmak isteyen bir heykeltraş için harika bir yer. Çeşit çeşit insan var! Günün farklı saatlerinde farklı nedenlerle burada bulunan insanlarla buluşmak, onların anlarına kendi hikayelerimle katılmak çok mutlu edecek beni.” İnsanları sanat ile tanımlanmış mekânlara çağırarak buluşmak kadar onların hayatlarının akışında zaten bulundukları yerlere gitmek ve böylece karşılaşmak da çok güzel. Kamusal alanlarda heykellerimin olmasını bu yüzden seviyorum. Heykel sevenler bir yana, daha önce heykelle hiç iletişime geçmemiş insanlara dokunmak ve özellikle çocuklarla ilk kez karşılaşmak heyecan verici. Çok gri bir dünyada yaşıyoruz. Sanatı ve güzellikleri hayatın içine ne kadar yaysak az!” yorumunda bulundu.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *