[ad_1]

 

Eğitimde, Avrupa Yeşil Mutabakatının gerektirdiği dönüşüm ve ilave sera gazı azaltım hedeflerinin Avrupa sanayisi üzerinde yaratacağı maliyet karşısında Avrupa’nın rekabetçiliğinin korunabilmesi ve üretimin, emisyon azaltım hedefi AB’den az olan ülkelere kaymasının önlenmesi için hayata geçirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması hakkında bilgi verildi. 

Çerkezköy TSO Konferans Salonu’nda dün saat 14.00’de düzenlenen eğitimde Avrupa Komisyonu’nun 2021 yılında kamuoyuyla paylaştığı bir regülasyonu olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) hakkında bilgi verildi. 

MEVZUAT VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ AKTARDI

Eğitimi veren Enerji Sistemleri Mühendisi Aybike Çifçi Koç; Karbon Ayak İzi, Yeşil Mutabakat, Avrupa Birliği – Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile ilgili mevzuat ve yükümlülükler, SKDM Mali Yükümlüğünün Hesaplanması ile ilgili katılımcıları bilgilendirdi. 

“16 YILDIR UYGULANIYOR” 

Koç, “Avrupa Birliği’nin ana hedefi aslında Avrupa’yı dünyanın ilk iklim nötr kıtası haline getirmek. Bunun için de 2030’a kadar karbon salınımını 1990’a kıyasla yüzde 55 oranında azaltmak için bir hedef koydular. Bu hedefte 2030’a kadarki çalışmayı belirledikten sonra 2050’ye kadar ise karbon salınımını 0’a indirmeyi hedeflediler. 

Gerek sanayileşmede gerek üretimde gerek diğer çalışmalarda ilk önce tüketilen ürünleri üretmek için salınan karbondioksitle bu emisyonu nötrleştirecek sistemi oluşturmak ve nötr kıta olmak amaçlandı. Avrupa Birliği’nin halihazırda yaklaşık 16 yıldır resmi bir şekilde uyguladığı bir karbon vergisi sistemi var. 

Bu sistemin adı AB Emisyon Ticaret Sistemi. Bu sistem, dünyanın ilk uluslararası emisyon ticaret sistemi. 2015 yılından beri Çevre Bakanlığı tarafından bizim ülkemizde de uygulanıyor fakat bunu uygulayan firmalar çimento gibi seramik gibi ağır karbon salınımı yapan firmalar ve bunun herhangi bir cezası yok.

 Şu an sadece Bakanlık sadece diyor ki; ‘ne kadar karbondioksit salınımına sebep olduğunu düzenli olarak raporlayın’ Emisyon Ticaret Sisteminde 2 tür fabrika var” dedi. 

“TON BAŞINA ÜCRET ÖDEMEK ZORUNDALAR”

Avrupa Birliği’nin belirlediği bir karbon emisyon üst sınırı olduğunu kaydeden Koç, “KAP dedikleri bir sınır bu. Bu sınırın üstünde kalan firmalar, salınıma sebep oldukları kirleticiler için ton başına ücret ödemek zorundalar. Bu üst sınırın altında kalırlarsa, bu ücretlendirmeye tabi olmuyorlar. 

Bu noktada da sistem belirlediği emisyon üst sınırına göre salım iznini oluşturuyor. İşletmelerden her yılın sonunda yıllık emisyonları kadar tahsisat teslim etmeleri bekleniyor. Nedir bu tahsisat? Emisyon Ticaret Sisteminde sınırın altındaki işletmeler, sınırı aşan işletmelere tahsisat satabiliyorlar. 

Kendi kirletmedikleri havayı, diğer kirletenlere satabiliyorlar. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ’tan beri ya da Paris Anlaşması’ndan beri üzerinde durduğu bir konu; ‘Kirletiyorsan ödersin’ kuralı. Bu noktada da diyor ki; ‘Eğer sınırın üzerinde kalan bir firmaysan, ton olarak ne kadar üzerinde karbondioksit salıyorsan ödeyeceksin’ Bunu kime ödüyorlar? 

‘Bu sınırı aşmamak için gerekli teknolojileri ya da gerekli üretim süreçlerini organize eden, bu hükümlülüğün altına giren, daha duyarlı davranan, sınırın altında kalan firmalardan ton başına karbondioksit satın alacaksın’ diyor. Avrupa Birliği’nin Emisyon Ticaret Sistemi’nin özeti bu. 

Emisyonunu düşük tutan firmalar, diğer firmalara satabildikleri için kar ediyorlar, bu şekilde de hava kirliliğinin ya da karbondioksit salınımının önüne geçmiş oluyorlar aslında kendi aralarında. Tahsisatlar da ihale usulüyle satışa çıkarılıyor” ifadelerini kullandı. 

HANGİ SEKTÖRLERİ KAPSAYACAK?

Avrupa Birliği’nde yerel sera gazı emisyonlarının, Emisyon Ticaret Sistemi ile önemli ölçüde azaltıldığını kaydeden Koç, “Avrupa Birliği diyor ki; ‘ben ithalat içeren firmalarım tarafından sera gazı emisyonları arttı ve bu nedenle de karbon ayak izini azaltmaya çalışsam da ithalatta benim bu çalışmalarım baltalanıyor’ Mevcut ücretsiz tahsisat sistemi dediğimiz Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına kademeli olarak geçmek, bu geçişi sağlamak için de karbon emisyonuna en çok sebep olan sektörlere giriş yapmak hedefleniyor. 

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, 1 Ekim 2023’te yürürlüğe girdi. Bu geçiş dönemi. Geçiş döneminden sonra da bizim raporlayacağımız karbon emisyonlarımızı doğrulamaya göndereceğiz, doğrulayıcı kuruluşlar olacak. Doğrulama ve karbon fiyatlandırmalarından sonra da yükümlülükler 1 Ocak 2026 itibariyle tam olarak başlayacak. Hangi sektörleri kapsıyor?

Demir çelik, alüminyum, gübre, çimento, elektrik ve hidrojen şu an pilot sektör. Bunların yanında hidrojen sektörü açıkçası benim şaşırdığım bir alan oldu. Avrupa Birliği, ‘ben zaten 2025’ten sonra hidrojeni çok ciddi anlamda destekleyecek ve popülerleştirecek çalışmalar yürüteceğim için şimdiden eğer hidrojen ile ilgili yapılacak çalışmaların karbonsuzlaştırılmasına yönelik vergi usulünü sisteme sokarsam zaten olayı başından itibaren olayı doğru bir şekilde yönetebilirim’ diyor. 

Geçiş dönemi 1 Ekim 2023’te başladı, 31 Aralık 2025 tarihine kadar sürecek. Bu dönemde raporlamayı, ürettiğimiz ürünün verilerini toplamayı öğreneceğiz. Bunları sistematik bir düzene sokmayı öğreneceğimiz zaman dilimi. İthalatçılar için ilk raporlama dönemi 31 Ocak 2024’te bitecek” ifadelerini kullandı. 

Koç, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (Carbon Border Adjustment Mechanism– CBAM), genellikle daha düşük maliyetle üretilen yüksek emisyonlu ürünler ile görece daha düşük emisyonlu ancak yüksek maliyetle üretilebilen alternatif ürünlerin rekabet gücünü aynı seviyeye getirmeyi amaçlayan mekanizma olduğunu da sözlerine ekledi. 

Haber / Buse AKIN 
 

[ad_2]

Source link

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir